CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Antikor ilaçları neden enjekte edilemeyecek kadar kalınlaşıyor? Yüke dayalı yapılara ilişkin çalışma noktaları

Antikor bazlı ilaçlar genellikle yüksek konsantrasyonlarda enjekte edilemeyecek kadar kalın hale gelir. Artık yeni araştırmalar bunun neden olduğunu açıklayabilir; bu bilgi, eninde sonunda kolayca enjekte edilebilir ilaçlara yol açabilir.

Antikor bazlı ilaçlar şu anda kanseri, otoimmün hastalıkları ve inflamatuar durumları tedavi etmek için kullanılmaktadır. Deri altına basit bir enjeksiyon olarak uygulanabilmeleri için konsantre olmaları gerekir, ancak yüksek konsantrasyonlarda genellikle işlenemeyecek kadar kalın hale gelirler. Bu hem tedavinin erişilebilirliğini hem de hastanın rahatsızlığını etkiler.

Araştırmacılar, gelişmiş bilgisayar simülasyonları kullanarak, artan viskozitenin (bir maddenin ne kadar kolay veya kalın bir şekilde aktığını tanımlayan bir terim), kısa ömürlü, güçlü bir şekilde yüke dayalı yapılar oluşturan konsantre çözeltilerdeki antikorlardan kaynaklandığını göstermeyi başardılar. Bu geçici oluşumlar çözümün “kalınlaşmasına” neden olur.

Lund Üniversitesi’nden kimya araştırmacısı Fabrizio Camerin, “Daha önce antikor çözeltilerinin yapısını tanımlamak için kullanılan modellerin bu dinamikleri tahmin edememesine şaşırdık. Elektrik yüklerinin gerçek özellikleri anlamada çok önemli bir rol oynadığı açık” diye açıklıyor.

Daha temel modellerden farklı olarak çalışma, deneysel sonuçları doğru bir şekilde yeniden üretmek için hem antikorların hem de çözeltideki çevreleyen iyonların karmaşık yük dağılımının dikkate alınması gerektiğini göstermektedir.

Bulgular, farklı antikorların yüksek konsantrasyonlarda nasıl davranacağını tahmin etmeye yönelik yeni yöntemlerin önünü açıyor. Bu, ilaç şirketlerine stabil kalan ancak enjekte edilmesi kolay formülasyonlar oluşturma konusunda değerli bir rehberlik sağlayabilir.

Camerin, “Viskoz antikor çözümlerinin ardındaki mekanizmayı anlayarak, daha iyi tedavi stratejilerine ve hastaların yaşam kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulunabiliriz” dedi.

Makale dergide yayınlandı Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri.

Yorum yapın