CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Çalışma bulguları, Kuzey Amerika buz tabakalarının son buzul çağının sonunda deniz seviyesinde dramatik bir artışa neden olduğunu ortaya çıkardı

Tulane Üniversitesi liderliğindeki bir çalışmaya göre, Kuzey Amerika’da eriyen buz tabakaları, son buzul çağının sonunda küresel deniz seviyesinin yükselmesinde bilim adamlarının düşündüğünden çok daha büyük bir rol oynadı. Doğa Jeolojisi.

Bulgular, Dünya’nın son büyük dondan nasıl çıktığına dair onlarca yıldır var olan geleneksel inanışları altüst ediyor ve bilim adamlarının günümüzün ısınan dünyasında iklim değişikliği risklerine bakış açısını yeniden şekillendirebilir.

8.000 ila 9.000 yıl önce, yalnızca Kuzey Amerika buz tabakalarının geri çekilmesi, küresel deniz seviyesinin 30 fitten (yaklaşık 10 metre) fazla yükselmesine neden oldu. Bilim adamları yıllarca Antarktika’nın bu dönemde daha önemli bir katkı sağladığını varsaydılar, ancak yeni çalışma bunun tersini gösteriyor: Antarktika’nın rolü nispeten küçüktü, Kuzey Amerika’nın buz kütleleri ise baskın itici güçtü.

Tulane’deki Vokes Jeoloji Profesörü ve çalışmanın ortak yazarı Torbjörn Törnqvist, “Bu, bu kritik zaman aralığında buz erime tarihinin büyük bir revizyonunu gerektiriyor” dedi. “Kuzey Atlantik Okyanusu’na giren tatlı su miktarı, daha önce inanılandan çok daha fazlaydı ve bunun çeşitli sonuçları var.”

Kuzey Atlantik, küresel iklim sisteminin en hassas kısımlarından biridir ve Körfez Akıntısı gibi okyanus akıntılarına güç vererek Kuzeybatı Avrupa’daki havayı normalde olduğundan çok daha ılıman tutar.

Onlarca yıldır yapılan araştırmalar, bu akıntıların, örneğin Grönland’ın eriyen buzullarından gelen tatlı su akışı nedeniyle zayıflayabildiğini gösterdi. Bu sadece Avrupa’da çarpıcı bir soğumaya yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda Amazon’daki yağış düzenini de değiştirebilecek.

Tulane bulguları, sistemin geçmişte şaşırtıcı derecede dirençli olduğunu ileri sürüyor; bu durum, Körfez Akıntısı’nın zayıflamasının, hatta çöküşünün yakın olduğu sonucuna varan son çalışmalardan farklı.

Törnqvist, “Açıkçası, iklim sisteminin bu önemli bileşenini neyin harekete geçirdiğini henüz tam olarak anlamıyoruz” dedi.

8.000 yıldan daha önceki geçmiş deniz seviyelerini yeniden inşa etmek, genellikle açık denizde sondaj yapılmasını gerektirdiği için oldukça zordur. Eski Tulane doktora sonrası araştırmacısı Lael Vetter, New Orleans’tan Mississippi Nehri’nin hemen karşısında korunmuş, derinlere gömülmüş antik bataklık çökeltilerini keşfettiğinde bir atılım gerçekleşti. Bu numunelerin karbon-14 tarihlemesi, deniz seviyesinin yeniden inşasını 10.000 yıldan fazla bir süreye itti.

Bu çalışmaya dayanarak eski Ph.D. öğrenci Udita Mukherjee, Mississippi Deltası rekorunu Avrupa ve Güneydoğu Asya’dan gelen verilerle birleştirdi. Küresel karşılaştırma, deniz seviyesindeki yükselme oranlarındaki çarpıcı farklılıkları ortaya çıkardı; bu farklılıklar yalnızca çok daha büyük bir Kuzey Amerika buz erimesinin açıklayabileceği farklılıklardı.

Şu anda Hong Kong Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Mukherjee, “Bu araştırma, iklim sistemimizin karmaşıklıklarına ve eriyen buz tabakalarına dair net bir hatırlatma sağlıyor” dedi.

“Odak noktamızı Kuzey Amerika ve Avrupa’nın ötesine taşıyarak Güneydoğu Asya’dan değerli yüksek kaliteli verileri dahil etmek bu çalışma için kritik öneme sahipti. İklim araştırmalarında gerçek anlamda küresel bir bakış açısını benimseyerek anlayışımızı geliştirebilir ve sürdürülebilir bir geleceğe yönelik birlikte çalışabiliriz.”

Yorum yapın