CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Europa’nın kalın buzu okyanuslarında yaşam arayışını engelleyebilir

Jüpiter’in uydusu Europa’daki sıvı okyanus, gezegenin yüzeyinden tamamen yalıtılmış gibi görünüyor ve bu da orada yaşam bulma şansını azaltabilir.

Europa’da kalın bir buz kabuğuyla kaplı geniş, tuzlu bir okyanus var

Europa’nın sıvı okyanusu, Antarktika’nın en derin buzundan altı kat daha kalın bir donmuş tabaka altında yüzeyden yalıtılmış olabilir, bu da orada herhangi bir yaşamın tespit edilmesini zorlaştırıyor olabilir.

Sıvı suyun bolluğu nedeniyle Jüpiter’in uydusu Europa, dünya dışı yaşam arayışında yüksek öncelikli bir hedef olarak görülüyor.

Okyanusu kaplayan buzun kalınlığına ilişkin önceki tahminler 10 kilometreden 50 kilometreye kadar değişiyordu. Ancak aynı zamanda donmuş tabakadaki çatlaklar, yarıklar, gözenekler ve diğer kusurların besinlerin yüzey ile okyanus arasında taşınmasını mümkün kılabileceği de düşünülüyordu.

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden Steven Levin liderliğindeki bir ekip, 2016’dan bu yana Jüpiter’in yörüngesinde bulunan Juno uzay aracı tarafından toplanan verileri inceledi.

29 Eylül 2022’de sonda, Europa’nın 360 kilometre yakınına uçtu ve mikrodalga radyometresiyle yüzeyi tarayarak buzun ilk doğrudan ölçümlerini sağladı. Levin, bu cihazın Europa’nın donmuş kabuğu tarafından yayılan ısıyı ölçtüğünü ve çeşitli derinliklerdeki buzun sıcaklığını etkili bir şekilde ölçtüğünü söylüyor. Ayrıca buz tabakasındaki kusurlardan kaynaklanan sıcaklık değişikliklerini de tespit edebildi.

Ekip, buz tabakasının en olası kalınlığının yaklaşık 29 kilometre (önceki tahminlerin çoğundan daha kalın) olduğunu tahmin etti, ancak 19 kilometre kadar ince ya da 39 kilometre kadar kalın da olabilir.

En önemlisi, çatlaklar, gözenekler ve diğer kusurların muhtemelen buzun yalnızca yüzlerce metre derinliğine kadar uzandığını ve gözeneklerin yarıçapının yalnızca birkaç santimetre olduğunu buldular.

Levin, “Bu, mikrodalga radyometresiyle gördüğümüz kusurların yeterince derin olmadığı ve okyanus ile yüzey arasında herhangi bir şeyin çoğunu taşıyacak kadar büyük olmadığı anlamına geliyor” diyor.

Ancak bu, Europa’da yaşam şansının azaldığı anlamına gelmiyor. “Gördüğümüz gözenekler veya çatlaklar, besin maddelerini okyanusa ve okyanustan taşımak için çok küçük ve sığ, ancak başka taşıma mekanizmaları da olabilir” diyor.

Ay’ın henüz keşfedilmemiş, durumun farklı olduğu bölgeleri de olabileceğini ekliyor.

Avustralya’nın Sidney kentindeki New South Wales Üniversitesi’nden Ben Montet, buzun kalınlığının yaşam aramayı daha da zorlaştırabileceğini söylüyor. “Bu koruma, yaşamın uzun süre devam etmesine yardımcı olabilir, ancak okyanusa ulaşmamızı ve incelememizi zorlaştırıyor” diyor.

Avustralya Nükleer Bilim ve Teknoloji Örgütü’nden Helen Maynard-Casely, yaşamın var olması için Avrupa’nın yüzeyi ile buzun altındaki okyanus arasında “iletişim” olmasına gerek olmadığını, ancak bir ulaşım bağlantısının bu olasılığı artırabileceğini söylüyor. Bu tür bağlantılar olmasaydı, “esasen başlangıçta okyanusta olanlarla sıkışıp kaldığınızı söylerdiniz” diyor.

NASA, Europa Clipper sondasını 2024’te fırlattı ve 2030’da Jüpiter’in ayına ulaşacak. Maynard-Casely, bu görevin Europa’nın buzunun doğası hakkındaki soruya daha kesin bir yanıt vermesi gerektiğini söylüyor.

Yorum yapın