ESA’nın Gaia uydusunu kullanan gökbilimciler, Samanyolu gökadamızdaki küresel kümelerle (GC’ler) ilişkili 87 yıldız akışı tespit ettiler. Bilinen GC yıldız akışlarının sayısını iki katına çıkaran keşif, 16 Ekim’de yayınlanan bir araştırma makalesinde ayrıntılı olarak açıklandı. arXiv ön baskı sunucusu.
Yıldız akıntıları, bir zamanlar bir galaksinin yörüngesinde dönen ancak ev sahiplerinin gelgit kuvvetleri tarafından bozulan ve yörüngeleri boyunca uzanan cüce galaksilerin veya küresel kümelerin kalıntılarıdır. Gözlemler, birçok yıldız akışının, gelgit nedeniyle parçalanmış küresel kümelerin uzun kalıntıları olduğunu göstermektedir.
GC kalıntıları da dahil olmak üzere yeni galaktik yıldız akışlarının bulunması ve bunların araştırılması, galaksiyle ilgili bazı önemli sorulara cevap verebilir. Örneğin yıldız akışları galaktik karanlık madde halesinin büyük ölçekli kütle dağılımını anlamamıza yardımcı olabilir. Dahası, galaksimizin düşük kütleli karanlık madde althaloları içerip içermediğini doğrulayabilirler.
Şimdi, Michigan Üniversitesi’nden Yingtian Chen liderliğindeki bir gökbilimci ekibi, yüze yakın GC yıldız akışının tespit edildiğini bildirdi. Keşifleri, “StarStream” adı verilen otomatik yıldız akışı tespit algoritmasının kullanılmasının bir sonucudur.
Araştırmacılar, “Yüksek tespit kalitesi, StarStream’i önceki yöntemlerle kaçırılmış olabilecek GC akışlarını ortaya çıkarmak için güçlü bir araç haline getiriyor” diye açıklıyor.
Sonuç olarak, Chen’in ekibi tarafından ortaya çıkarılan GC yıldız akışları listesi, 10 derecelik arama yarıçapı içindeki 34 akıştan oluşan yüksek kaliteli bir örnek ve daha yüksek sönüm veya arka plan yoğunluğuna sahip 53 akıştan oluşan düşük kaliteli bir örnek içeriyor. Araştırmacılar, yalnızca yüksek kaliteli örneklerin bile bugüne kadar bilinen GC akışlarının sayısını iki katına çıkarması nedeniyle, bunların tespit edilmesinin GC akışları hakkındaki bilgimizi önemli ölçüde artırdığının altını çizdi.
Ayrıca gökbilimciler, belirlenen akışların öncül GC’lerinin yörünge ortalamalı kütle kaybı oranını da ölçtüler. Bu GC’lerin çoğunun bu oranın bir milyon yılda 1,0 ila 100 güneş kütlesi arasında olduğu ortaya çıktı. Çalışma, kütle kaybı oranı ile küresel kümelerin diğer özellikleri arasında güçlü bir ilişki bulamadı.
Gözlemler, birçok yeni yıldız akışının geniş veya kısa olduğunu veya atalarının yörüngeleriyle yanlış hizalanmış olduğunu buldu. Örneğin, NGC 4147’nin akışı neredeyse dairesel bir damladır. Bu, akışların ataların yörüngesi boyunca uzanan ince özellikler olduğu yönündeki görsel beklentiyle çelişiyor.
Makalenin yazarları şu sonuca varıyor: “Bu ‘düzensiz’ veya yanlış hizalanmış akışların tespiti, StarStream tarafından GC akışlarının fizik tabanlı modellemesinin gücünü vurgulamaktadır. Birçok GC akışı, GC’nin kütlesine ve yörüngesine bağlı olarak dinamik olarak sıcak veya uzaysal olarak karmaşık olabileceğinden, bu akışlar muhtemelen geleneksel görsel tabanlı yöntemler tarafından gözden kaçırılmaktadır.”
Sizin için yazarımız Tomasz Nowakowski tarafından yazılan, editörlüğü Robert Egan tarafından yapılan bu makale, insanların dikkatli çalışmasının sonucudur. Bağımsız bilim gazeteciliğini canlı tutmak için sizin gibi okuyuculara güveniyoruz. Bu raporlama sizin için önemliyse lütfen bağış yapmayı düşünün (özellikle aylık). Bir alacaksın reklamsız bir teşekkür olarak hesaplayın.