Şehrin hızını bırakıp vadilerin kıvrımlarına sığınan iki kişi, bir sabah serinliğinde verdi kararını. Ne olacağını bilmeden, ama içlerinde açılan bir boşluğu, rüzgarın yumuşak sesiyle doldurma umuduyla.
İlk hafta boyunca alarm değil, tepeye vuran ışığın eğimi uyandırdı onları. Hep erteledikleri nefesi, günün ilk sessizliğinde buldular; sanki zaman yeniden esnedi ve onlara yer açtı.
Evin penceresinden baktıklarında, taşın altındaki karıncaları bile seçer oldular. Dünün koşturmacası yerini yavaş bir netliğe bıraktı; anların içi beklenmedik biçimde genişledi.
Şehirden Uzaklaşma Kararı
“İşimizi bilgisayardan yürütüyoruz, neden olmasın?” diye sorduklarında, cevabı içlerinde zaten duymuşlardı. Gerekçeler birikti: gürültü, trafik, bitmeyen yorgunluk ve ertelenen küçük zevkler.
Bir dostun gönderdiği taş ev ilanı, haritada küçücük bir nokta, kalpte büyük bir dalga yarattı. Gittiler, gördüler, sustular; bazen en iyi karar, kendi kendini fısıldayan karardır.
Anahtar çevrilince yalnız kapı değil, alışkanlıklar da açıldı. İçeri dolan hava, başka bir hayatın başlangıcı gibi kokuyordu.
Günün Akışı: Güneşle Uyanmak
Gün artık ekranın değil, ufkun kenarından başlıyor; kahve, pencerenin önünde bir ritüele dönüştü. “Saat değil, gölgenin boyu söylüyor bize ne zaman çalışacağımızı” diye gülüyorlar.
Öğlenleri, laptop’ı taş masaya koyup dut ağacının gölgesine sığınmak günlük programın en tatlı kısmı oldu. Akşam, peribacaları turuncuya sarılırken, günün yorgunluğu sessizce çözülüyor.
“Artık gün doğarken nefes alıyoruz, gün batarken içimiz sakinleşiyor” sözleri, yeni akışın kısa bir özeti gibi. Geceleri yıldızların çokluğu, ekran ışığının azlığıyla barışıyor; gözler sonunda dinleniyor.
Maliyet ve Rutinler
Taş evin bakımı, şehir kirasına yakın dursa da, karşılığında sunulan huzur bambaşka. Market uzak; ama pazar torbası tattıkça, yolun uzunluğu tadın derinliğine dönüşüyor.
Aşağıdaki tablo, iki yaşamın çarpıcı farklarını basitçe gösteriyor.
Başlık | İstanbul | Kapadokya |
---|---|---|
Tempo | Sürekli yüksek, kesintisiz akış | Mevsime uyumlu, doğal ritim |
Maliyet | Kira ve giderler yüksek | Ev bakımı var ama genel gider daha düşük |
Ulaşım | Trafik, uzun süreler | Kısa mesafe, az bekleme |
Gürültü | Sürekli gürültü | Gece belirgin sessizlik |
Gökyüzü | Işık kirliliği | Yıldızlar belirgin |
Topluluk | Kalabalık ama mesafeli | Az kişi, daha yakın ilişkiler |
Doğa | Uzak ve planlı erişim | Kapının önünde başlayan yürüyüş |
Rutinler en çok sabahları değişti; kahvaltı “hızlı” olmaktan çıktı, “farkında” olmanın alanına girdi. Zaman, ajandanın satırlarından taşlara, rüzgara ve ışığa taşındı.
Topluluk ve Sessizlik
Komşu Ayşe teyzenin “Domates topladım, buyurun” demesi, şehirde duyulmayan bir yakınlık kurdu. Küçük jestler, günün içindeki büyük boşlukları sevgiyle dolduruyor.
Sessizlik ilk gün ürküttü, sonra sağlam bir omurga gibi taşıdı onları. Kendi seslerini duydukça, iç tartışmaların tozu dindi, kararlar net leşti.
Bir akşam, köy meydanındaki düğünde, yabancılık eridi, ritim herkesi birleştirdi. Bir diğer akşam, tam tersi, yalnızlık iyi bir arkadaş oldu; ikisi de yerli yerinde kaldı.
Zorluklar ve Küçük Zaferler
Her pastoral kartpostalda görünmeyen küçük sınavlar var; ama her biri öğretmen gibi.
- İlk ay sular kesildi; bidonlarla taşıdık, sabrın kasını keşfettik.
- İnternet rüzgara küstü; planlarımızı esnetmeyi öğrendik.
- Kışın taş duvar çok soğuk; odun sobasıyla ısının kıymetini anladık.
- Yol çamura döndü; yavaşlamanın da bir aklı olduğunu kavradık.
Yine de her sabah, pencereden içeri giren şafak, tüm bu zahmeti nazikçe unutuyor. “Burada gün, bir iş değil, bir arkadaş” diyorlar; cümleleri eve yakışıyor.
Gelecek Planları
Ön bahçeye lavanta ekip, arılara minik bir cennet kurmak istiyorlar. Atölyede seramik denemeleri, akşamları küçük fırında pişen kâselerle sonuçlanıyor.
“Bir gün konuk odasını sanatçı rezidansına çevirebiliriz” fikri şimdiden heyecan veriyor. En önemlisi, her kararın gökyüzünün rengine, toprağın kokusuna danışılması.
Onlara göre mutluluk, büyük bir atılım değil, küçük ritüellerin tutarlı akıntısı. Ve bu akıntıyı en iyi, ufka doğru uzayan taşların ve sabah ışığının birlikte yazdığı zaman anlatıyor.