CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Kök hücre tedavisi kalp krizinden sonra kalp yetmezliği riskini azaltır

İlk kalp krizinden sonraki bir hafta içinde kök hücre tedavisi gören kişilerin, yıllar sonra kalp yetmezliğine yakalanma riski neredeyse yüzde 60 daha düşük.

Floresan moleküllerle işaretlenmiş mezenkimal kök hücreler

Bugüne kadar yapılan en büyük araştırmaya göre, kalp krizinden kısa bir süre sonra kök hücre infüzyonu alan kişilerde kalp yetmezliği gelişme olasılığı, standart bakımla tedavi edilenlere göre daha azdı. Bulgu, kök hücrelerin kalbin kendisini onarmasına yardımcı olabileceğine dair şimdiye kadarki en güçlü kanıtlardan bazılarını sunuyor.

Kalp krizinden sonra, kalp kası kalıcı olarak hasar görür ve zayıflar; bu da genellikle kalp yetmezliğine yol açar; organ vücudun taleplerini karşılayacak kadar kan pompalayamadığı zaman. Şu anda, kalp fonksiyonlarını yeniden sağlayabilecek bir nakil veya kalp pompasından başka bir tedavi yok.

Potansiyel bir çözüm olarak araştırmacılar, diğer hücre türlerine dönüşme konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip olan kök hücrelere yöneldiler. Ancak kalp krizinden sonra bunların kullanımını araştıran önceki çalışmalar karışık sonuçlar verdi. Örneğin, 2020 yılında 375 kişiyi kapsayan bir deney, kan hücrelerine dönüşen kök hücreler de dahil olmak üzere kemik iliğinden türetilen hücrelerin, kalp rehabilitasyon programları ve kan basıncını düşüren, kan pıhtılarını azaltan veya kolesterolü düşüren ilaçlar gibi standart bakıma göre ölüm riskini daha fazla azaltmada başarısız olduğunu buldu.

İran’daki Şiraz Üniversitesi’nden Armin Attar ve meslektaşları farklı bir yaklaşım benimsediler: Kıkırdak ve yağ gibi yapısal hücrelere farklılaşabilen mezenkimal kök hücreleri kullandılar. Bu kök hücreler aynı zamanda iltihabı azaltan ve çevredeki dokuların yenilenmesini teşvik eden moleküller de salgılar.

Ekip, göbek kordon kanından mezenkimal kök hücreler topladı ve bunları, ilk kalp krizinden sonraki üç ila yedi gün içinde 136 kişinin kalbine aşıladı. Attar, bu kök hücrelerin katılımcıların kendi yağ ve kemik dokusundan alınabileceğini ancak infüzyon için yeterli miktarda kültür elde edilmesinin bir ay sürebileceğini söylüyor. Göbek kordonu kanından elde edilenlerin kullanılması, ekibin tedaviyi çok daha erken uygulamasına olanak sağladığını ve potansiyel olarak etkileri artırdığını söylüyor. 260 kişilik ayrı bir grup, ilk kalp krizinden sonra standart bakım aldı.

Üç yıl sonra, kök hücre tedavisi görenlerin kalp yetmezliği geliştirme olasılığı ortalama yüzde 57 daha azdı ve bu durum nedeniyle hastaneye kaldırılma olasılığı standart tedavi görenlere göre yüzde 78 daha azdı. Ayrıca kalbin kan pompalama yeteneğinde de önemli iyileşmeler gördüler; bu da tedavinin, hasar sonrasında kalp dokusunun yenilenmesine yardımcı olduğunu öne sürdü.

Attar, “Bu ileriye doğru atılmış büyük bir adım” diyor. New York’taki Mount Sinai’deki Icahn Tıp Okulu’ndan Hina Chaudhry, terapinin çalışma süresi boyunca ölüm riskini azaltmamasına rağmen hastaneye başvuruları azalttığı gerçeğinin hala dikkate değer olduğunu söylüyor. “Kalp yetmezliği ABD’de hastaneye yatışların önde gelen nedenidir” diyor.

Ancak katılımcıların yüzde 80’inin erkek olması, tedavinin kalp krizinden sonra kalp yetmezliğine daha duyarlı olan kadınları nasıl etkilediğini daha az açık hale getiriyor, diyor Chaudhry. Ancak Attar ve ekibi, ayrı bir analizde sonuçların cinsiyete göre farklılaştığını bulamadı. Araştırma aynı zamanda genç yetişkinlerle de sınırlıydı; katılımcıların tamamı 18 ile 65 yaş arasındaydı. Chaudhry, “Yaş gruplarının dökümünü görmek iyi olurdu çünkü genç hastalar daha doğal yenilenme yeteneğine sahipler ve kalp hasarlarından daha iyi iyileşiyorlar” diyor.

Bu sonuçlar, kök hücrelerin kalp krizinden sonra kalp fonksiyonunun onarılmasına yardımcı olabileceğinin şimdiye kadarki en güçlü göstergesidir. Ancak tedavi kalbi tamamen iyileştirmez. Chaudhry, “Bu gezegende kaybedilenlerin (kalp kası hücrelerinin) yerini alacak hiçbir ilaç veya terapi yok. Ve bu, sahada gerçekten oyunun kurallarını değiştirecek” diyor. Yine de “tüm bu araştırmalar bize kalpteki yenilenme süreci ve oraya nasıl gidileceği hakkında daha fazla şey öğretiyor” diyor.

Yorum yapın