CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Lazer yöntemiyle kimyasal silah ve bakteriler saniyeler içinde tespit edilebiliyor

Umeå Üniversitesi ve İsveç Savunma Araştırma Ajansı (FOI)’daki araştırmacılar, kimyasal silahları ve zararlı bakterileri, numuneleri bir laboratuvara göndermeye gerek kalmadan doğrudan yerinde hızlı bir şekilde tespit edebilen yeni lazer yöntemleri geliştirdiler.

Tehlikeli kimyasallar birçok biçimde ortaya çıkabilir. Bunlar su yollarındaki kirletici maddeler, yiyeceklerimizdeki pestisitler veya narkotik veya kimyasal silahlar gibi zarar vermek üzere tasarlanmış sentetik maddeler olabilir. Bu maddelerin vücudumuza girme riskini azaltmak için bunların hızlı ve güvenilir bir şekilde tespit edilebilmesi çok önemlidir.

Umeå Üniversitesi’nin yeni bir doktora tezi, lazer ışığının tam da bunu yapmak için nasıl kullanılabileceğini gösteriyor.

Umeå Üniversitesi Fizik Bölümü ve Endüstriyel Doktora Okulu doktora öğrencisi Rasmus Öberg, “Tüm tehlikeli kimyasallar, onları tehlikeli kılan belirli yapılara ve özelliklere sahip moleküllerden oluşur. Bu kimyasallar, örneğin bir lazerden gelen ışıkla etkileşime girdiğinde, bir ‘parmak izi’ yayarlar; bu, söz konusu kimyasala özgü bir ışık sinyalidir” diyor.

Öberg, bu parmak izlerini kullanarak çok küçük miktarlardaki kimyasalları tespit edebilen ölçüm yöntemleri geliştirdi. Yöntemler, örneğin çatışma bölgelerinde veya çevresel izlemede tehlikenin erken göstergesini sağlamak için uygulanabilir; bu daha sonra daha derinlemesine ve zaman alıcı laboratuvar analizleriyle doğrulanabilir.

“Tehlikeli kimyasalların tespitine yönelik geleneksel yöntemlerin laboratuvar dışında kullanılması çoğu zaman pratik değildir. Kimyasallardan gelen ışık sinyallerini güçlendiren taşınabilir aletler ve yüzeyler ile bu yöntemleri gerçek dünya ortamlarına taşıyabiliriz. Tehlikeli maddelerle çalışma konusunda geniş deneyime sahip olan FOI ile işbirliği bu çalışmada çok değerli oldu” diyor.

Tez ayrıca benzer yöntemlerin zararlı bakterileri ve bakteri sporlarını tespit etmek için kullanılabileceğini de göstermektedir. Bu, özellikle çoklu dirençli bakterilerin büyük bir sorun olduğu gıda endüstrisi ve hastaneler gibi alanlarda değerlidir.

Öberg, “Biyolojik maddelerin tespit edilmesi genellikle daha karmaşıktır, ancak karakteristik kimyasalları bu bakterilerden ve bakteri sporlarından izole ederek nispeten küçük miktarları bile tanımlayabiliyoruz. Bu, bakteri kültürü ve PCR gibi yerleşik biyolojik tespit yöntemlerine heyecan verici bir tamamlayıcıdır” diyor.

Araştırmacılar artık teknolojinin daha da geliştirilebileceğini ve hızlı ve güvenilir analizin hayati önem taşıdığı daha fazla bağlamda uygulanabileceğini umuyor. Uzun vadede yöntemler, çevre koruma, savunma ve halk sağlığı gibi alanlarda hazırlıklılığın ve güvenliğin güçlendirilmesine yardımcı olabilir.

Yorum yapın