CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Okul telefonu yasakları aslında bazı öğrencilerin ruh sağlığına zarar verebilir

Okullarda telefon yasağını destekleyen kanıtlar sonuçsuz kaldı ve şimdi bu hareketin bazı öğrencilerin ruh sağlığına belirli bir şekilde zarar verebileceği görülüyor.

Bazı okullar öğrencilerin telefonlarını gün boyu dolaplarda bırakmalarını zorunlu tutar

Birçok kişi, özellikle okulda telefon kullanımının öğrencilerin dikkatini dağıtması ve öğrenmelerini etkilemesi durumunda, ekranda çok fazla vakit geçirmenin olumsuz sonuçlarından endişe duymaktadır. Ancak bir araştırma, öğrencilerin okullara girmesinin yasaklanmasının bazı öğrencileri en azından başlangıçta yalnızlaştırdığını öne sürüyor.

Hollanda’daki Radboud Üniversitesi’nden Sanyogita Khare, “Okullar tam bir akıllı telefon yasağı uygulamaya karar verirlerse dikkat etmeleri gereken bazı şeyler var” diyor. “Sosyal açıdan savunmasız gençler biraz daha zorlanabilir. Öğrenciler arkadaşlarından biraz daha kopmuş hissedebilirler.”

Cep telefonları ve benzeri cihazlar, düşük notlardan ergen ruh sağlığının bozulmasına kadar birçok hastalığın sorumlusu olarak görülüyor. Bu sonuçları destekleyecek çok az sağlam kanıt olmasına rağmen, Hollanda 1 Ocak 2024’ten itibaren sınıflarda telefonları ve diğer akıllı cihazları yasakladı. Bu okullardan bazıları, öğrencilerin bu tür cihazları okul günü boyunca herhangi bir zamanda kullanmalarını da yasaklıyor ve çoğu zaman bunları kilitli dolaplarda bırakmalarını zorunlu kılıyor.

Bunun etkilerini daha iyi anlamak için Khare ve meslektaşları, her ikisi de okul günü boyunca akıllı telefonları yasaklayan Hollanda’daki iki ortaokuldaki öğrencilerle anket yaptı. Anket ilk olarak ülke çapındaki yasağın öncesinde Aralık 2023’te ve tekrar Mart veya Nisan 2024’te yapıldı.

Araştırmacılar bundan yola çıkarak yalnızlığın iki biçimini ölçtüler: sosyal ve duygusal. Khare, “Sosyal yalnızlık daha çok daha geniş bir ağla ilgilidir; kendinizi bir grubun parçası olarak hissedip hissetmediğinizle ilgilidir” diyor. “Duygusal yalnızlık, yakın bir arkadaşlıktaki yakınlık ve mahremiyet hissinden daha fazla yararlanır.”

Araştırmacılar, yasağın öncesinden sonrasına kadar bunların nasıl değiştiğini karşılaştırırken karışık sonuçlar buldu. Khare, “Sosyal yalnızlıkta genel bir değişiklik bulamadık ancak duygusal yalnızlıkta hafif bir artış bulduk” diyor. Bu durum, öğrencilerin en yakın arkadaşlarından bazılarının okulda olmaması ve dolayısıyla yasağın onların gün içinde bu kişilerle iletişim kurmasını engellemesi durumunda meydana gelebilir.

Ekip ayrıca çocukların genel sosyal yalnızlığının artmadığını, sosyal durumlarla daha fazla mücadele edenlerin sosyal olarak daha yalnız olma eğiliminde olduğunu da buldu. Khare, öğrencilerin zaman içinde yasağa uyum sağlaması durumunda bu sonuçların kalıcı olmayabileceğini vurguluyor.

Kaliforniya’daki kar amacı gütmeyen bir araştırma kuruluşu olan RAND’dan Jonathan Cantor, araştırmadaki sorunlardan birinin, araştırmacıların bu okulları Hollanda’daki daha rahat olan diğer okullarla (örneğin teneffüslerde telefon kullanımına izin veren) karşılaştırmamış olmaları olduğunu söylüyor. “Anlamlı karşılaştırmalar yapabilmek için benzer okullardan yasaksız benzer öğrencilerle ilgili verilere ihtiyacımız var. Bu olmadan bulguların daha geniş eğilimleri yansıtıp yansıtmadığını belirleyemeyiz.”

Hem Khare hem de Cantor, telefonların okullarda yasaklanmasının etkilerine ilişkin temel veri eksikliği olduğunu söylüyor. Cantor ve meslektaşları yakın zamanda ABD okullarında zorunlu olmayan telefon yasaklarını inceleyerek bunu geliştirmeye çalıştılar.

Politikaların çok büyük farklılıklar gösterdiğini, bazı okulların bunları tamamen yasakladığını, bazılarının ise öğrencilerin öğretmenin takdirine bağlı olarak sınıfta telefon kullanmasına izin verdiğini gördüler. Birleşik Krallık’ta hükümet rehberliği okullarda telefon kullanımını caydırmıyor ancak bu tür cihazların kullanımının yasaklanıp yasaklanmayacağına karar verme yetkisini liderlere bırakıyor.

Cantor, “Şu anda en büyük sorun, bu politikaların etkisini okul düzeyinde titizlikle değerlendirebilmemiz için politika türü ve bunların ne zaman yürürlüğe girdiğine ilişkin ayrıntılı verilere sahip olmamız gerektiğidir” diyor. “Şu anda herkesin deneyip analiz etmeye çalıştığı şey bu.”

Yorum yapın