CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Permafrost çözülmesi: kademeli değişim mi yoksa iklim devirme noktası mı?

Kuzey Kutbu, gezegenin geri kalanından neredeyse dört kat daha hızlı ısınıyor. Yüksek sıcaklıklar zaten permafrost olarak bilinen kalıcı olarak donmuş zeminin çözülmesine neden oluyor. Bu toprakta yer alan karbon daha sonra karbondioksit veya metan olarak atmosfere salınır ve küresel ısınmayı daha da şiddetlendirir.

Bilim adamları, permafrost’un kritik bir sıcaklık eşiğine ulaşıldığında başka bir duruma geçen iklim sisteminin bir parçası olan “devrilme elemanı” olduğunu öne sürdüler. Peki bu permafrost durumunda tam olarak ne anlama geliyor?

Dergide yayınlanan bir inceleme makalesinde Jeofizikte AnketlerMaksimum Planck Meteoroloji Enstitüsü’nden (MPI-M) araştırmacılar, uluslararası meslektaşları ile birlikte, Arktik’teki süreçlerin bir yandan ani ve geri döndürülemez olup olmadığını araştırdılar-bir devrilme noktası için iki tipik kriter.

Permafrostun büyük ölçekli çözülmesinin artan sıcaklıklarla kademeli olarak gerçekleştiği sonucuna varmışlardır. MPI-M araştırmacısı ve çalışmanın baş yazarı Victor Brovkin, “İklim modellerimizde ani bir devrilme görmüyoruz” diyor.

Bununla birlikte, permafrost karbon kaybı hala geri döndürülemezdir: toprak çözüldükten sonra, küresel sıcaklıklar stabilize olsa bile, içerdiği karbonun ayrışması devam eder. Bu nedenle, daha sonra bir devrilme hala mümkündür.

Yerel devrilme

Yerel düzeyde, geri dönüşü olmayan değişiklikler de aniden ortaya çıkabilir. Ekip, depresyonlarda permafrost çöktüğünde ve göller oluştuğunda oluşan Thermokarst manzaraları örneğini sunar. Bu göller, permafrostun çözülmesini ve içerdiği karbonun ayrışmasını hızlandıran termal enerjiyi zemine taşır.

Bazen ani değişiklikler, ısı dalgaları veya sel gibi aşırı olaylar tarafından da tetiklenebilir. Bu, bir ekosistemin yerel veya bölgesel olarak devrilmesine neden olabilir. Bununla birlikte, bu mutlaka tüm Arktik’i etkileyen bir zincir reaksiyonuna yol açmaz.

Araştırmacıların gösterdiği gibi, bu değişikliklerin çoğu Dünya gözlemiyle tespit edilebilir. Örneğin, uydu aletleri ani çöküşü ve boşluktan su seviyelerindeki değişiklikleri ölçebilir. Araştırmacılar, bu verilerden bir devrilme gösteren olası erken uyarı sinyallerini çıkarmak için çeşitli yaklaşımlar izliyorlar. Bu çabalara, Avrupa Uzay Ajansı ESA tarafından işletilen yakın zamanda başlatılan Sentinel-1C tarafından sağlananlar gibi yeni uydu ürünleri yardımcı olabilir.

Küresel bakış açısı

Araştırmacılara göre, değişen hidrolojinin küresel iklim üzerindeki etkisi, permafrost’un devrilme unsuru olup olmadığı konusundaki tartışmalarda göz ardı edilmiştir. MPI-M araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Philipp de Vrese, “Kuzey Kutbu’nun daha ıslak mı yoksa kurutucu veya kurutucu olup olmadığı bulut oluşumu için sonuçları var, bu da gezegenin enerji dengesini etkiliyor.” Bu değişiklikler, olası devrilme elemanları olduğu düşünülen Amazon bölgesi ve Sahel de dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerini etkileyebilir.

Genel olarak, permafrost’un bir devrilme elemanı olduğuna dair açık bir kanıt yoktur, ancak olasılık da hariç tutulamaz. Brovkin, “Her iki durumda da, Kuzey Kutbu’nda gördüğümüz mevcut değişiklikler endişe verici” diyor. Bir sonraki adım olarak, araştırmacılar, permafrost ve diğer potansiyel devrilme elemanlarının rolünü daha iyi anlamayı amaçlayan Max Planck Jeoantropoloji Enstitüsü müdürü Ricarda Winkelmann liderliğindeki devrilme noktası modelleme arıtma projesine (TIPMIP) katılacaklar.