CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Toroslar’daki bu orman tekrarlayan yangınlar nedeniyle 2050 yılına kadar yok olabilir

Torosların eteklerinde, yaz sıcağıyla dalga dalga kabaran bir rüzgâr, ormanın arasından geçerken kuraklık ve duman kokusu bırakıyor. Buraların çocukları için çamların gölgesi bir evdi; bugünse aynı gölge, her yaz daha kızgın ve daha kırılgan. Bir bilim insanının sözü kulağa takılıyor: “Zamanı satın alamayız, ama ateşi yavaşlatabiliriz.” Bu coğrafyada tekrar eden yangınlar, doğanın iyileşme ritmini bozuyor; 2050’yi beklemek istemeyen bir alarm çalıyor.

Isınan iklim, kuruyan dağ

Akdeniz havzası, küresel ısınmanın en hızlı büyüdüğü odalardan biri; Toroslar da bu tablonun içinde. Yazlar daha uzun, nem daha düşük. Rüzgârın getirdiği kıvılcım, artık daha kolay alev alıyor, daha uzak taşıyor. Bu ısı artışı ile “yakıt” dediğimiz dal, iğne ve çalı stoku daha kuru ve daha hazır hale geliyor.

Bir ormancının cümlesi kısa: “Eskiden on yılda bir büyük yangın olurdu; şimdi aynı araziyi üç yılda bir yanarken görüyoruz.” Bu döngü, genç sürgünlerin kök tutmasını engelliyor, tohum bankasını zayıflatıyor.

Tekrarlanan yangınların zinciri

Her yangın sonrası toprak üstünde kalan kül bir örtü gibi; tekrarı geldikçe o örtü açılıyor. Eğimli arazide erozyon hızlanıyor, organik madde azalıyor. Tohum yatağı bozuldukça çamlar geri çekiliyor, yerini daha yanıcı çalılıklar alıyor. Bu da bir sonraki yangın için tetikleyici oluyor: kısır ama hızlı bir döngü.

Yaban hayatı için de tablo sert: Kaplumbağalar, sürüngenler ve tozlayıcılar, ardışık yangınlarda barınaklarını kaybediyor. Bir köylünün sesi ağır: “Arılar döndü ama çiçekler donuktu; balın kokusu bile değişmişti.”

Rakamlarla risk

Saha gözlemleri ve bölgesel senaryolar, yangın rejiminin daha sık ve daha şiddetli olacağını gösteriyor. Aşağıdaki karşılaştırma, uzmanların derlediği projeksiyonların bir özet okuması; yerel ölçümlerle güncellenmeye ihtiyaç duyar.

Gösterge Bugün (2025) 2030 (tahmini) 2050 (senaryo)
Yıllık ortalama yangın sayısı 1x 1.4x 2x
Toplam yanan alan 1x 1.5x 2–3x
Gençleşme başarısı (çam) Orta Düşük Çok düşük
Toprak organik madde Orta Orta–Düşük Düşük
Biyoçeşitlilik indeksi Orta Düşük Düşük–Çok düşük

Bir ekoloğun uyarısı net: “Asıl risk, tek büyük yangından çok, ardışık küçük yangınların ekosistemi adım adım açması.”

Yerelde ne yapılabilir?

Her çözüm, araziye ve köye özel olmalı; ama uygulanabilir bir çerçeve şöyle şekilleniyor:

    • Mozaik yakıt yönetimi: orman içinde stratejik koridorlar ve düşük yakıtlı “cep” alanlar.
    • Kontrollü düşük şiddetli yakmalar, yerel rehberlikle ve sıkı izleme ile.
    • Mevsimsel keçi otlatması sayesinde çalı yükünün azaltılması.
    • Erken uyarı için termal dronlar ve gönüllü ekipler.
    • Kırsal yangın yollarının bakımı ve su alma noktalarının çoğaltılması.

“Kontrollü ateş, düzensiz yangından daha az zarar verir; asıl mesele zamanlama ve ölçek,” diyor bir yangın yöneticisi.

Ekonomi ve yaşam döngüsü

Bu dağların geçimi, ormanın sağlığı ile ilintili: arıcılık, odun dışı ürünler, küçük ölçekli ekoturizm. Yangın arttıkça bal verimi düşüyor, sedir kozalağı ve kekik gibi türlerin erişimi zorlaşıyor. Ziyaretçilerin gelişindeki dalgalanma, yerel esnafın gelirini kırılgan kılıyor. Ormanı “tamir etmek”, aslında köy ekonomisini güçlendirmek demek.

Politika, finansman ve adil geçiş

Yerel ormancılık teşkilatları tek başına yetmez; sigorta, kooperatif ve belediye işbirliği gerekiyor. Mikro sigorta programları, yangın sonrası geçim kaybını hafifletebilir. Karbon kredileri ve doğa temelli çözümler, yakıt yönetimi ve restorasyon maliyetlerini karşılamada rol oynayabilir. Ancak krediler, sahada somut biyolojik kazanımlarla ve şeffaf izlemeyle desteklenmeli.

Bölgesel planlarda, “yanmaz yapı malzemeleri” ve köy çevresinde 30 metrelik koruma kuşakları standart olmalı. Okullarda yangın tatbikatı, turizm sezonunda ateş yasaklarının net ilanı ve caydırıcı denetim şart.

Yenileme için akıllı adımlar

Restorasyon, tek tür dikimiyle değil, mozaik bir tasarımla ilerlemeli: yerli meşe, ardıç ve sedir karışımları; kuraklığa dayanıklı, az yanıcı alt örtü; tohum kaynaklarının korunması. Eğimli yamaçlarda şerit teraslar ve kılçık bariyerler erozyonu yavaşlatır. Yangın sonrası ilk iki yıl “bekle-gör” ile doğal yenilenme şansı verilmeli; başarısız kaldığı yerde destek dikimi devreye girmeli.

Bir genç gönüllü şöyle soruyor: “Eğer bugün başlarsak, beş yıl sonra ne değişir?” Cevap, küçük ama ölçülebilir: daha az yanıcı yakıt, daha çok yaşayan toprak, daha hızlı iyileşen yamaçlar.

Umut penceresi

Hiçbir plan tek başına mucize değil; ama birlikte örülen ağ dayanıklı. Gözlem, veri ve yerel bilgelik bir araya geldiğinde, yangınlarla yaşayan bir orman kurgulanabilir. 2050 bir bitiş değil; bugün atılan adımların sınavı. Ateşi yok edemeyiz; ama güzergâhını değiştirebilir, hızını kesebilir, ormanın yeniden nefes almasını sağlayabiliriz.

Yorum yapın