CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Bir araştırmaya göre Türkiye’nin güneyindeki bazı bölgeler 2050’ye kadar susuz kalabilir

Güneyde suyun dili çoktan değişti; baraj kotları, yeraltı akiferleri ve yağmurun takvimi artık alışıldık değil. Birkaç on yıl sonra, yazın ortasında muslukların kaderi, bugün attığımız adımlara bağlı. Bu yalnızca bir iklim grafiği değil; tarımın, turizmin ve kentlerin geleceği.

Araştırmalar, yükselen sıcaklıkların buharlaşmayı artırıp yağışı düzensizleştirdiğini; aynı anda tüketimin hızla arttığını söylüyor. Kısacası, talep ile arz arasındaki makas açılıyor ve su sistemleri kırılgan bir eşikte.

Neler Tehlikede?

En kırılgan halka, yağışa bağımlı tarımsal havzalar. Yazları uzayan kurak dönem, sulama talebini şişiriyor; akarsular ise yaz sonuna doğru zayıflıyor. Yeraltı suyuna aşırı yüklenme, tuzlanmayı ve çökme riskini tetikliyor.

Kıyı kentleri iklim, turizm ve nüfus üçgeninde çift kat baskı yaşıyor. Yaz aylarında artan nüfus su şebekelerine yükleniyor, aynı dönemde akışlar en düşük seviyede.

“Su, en ucuz gününde bile aslında en değerli altyapıdır,” diyen uzmanların ifadesiyle, ertelediğimiz her yatırım ileride katlanarak geri dönüyor.

Bölgesel Görünüm: Kısa Karşılaştırma

Aşağıdaki tablo, uzman değerlendirmelerine dayalı nitel bir karşılaştırmadır. Rakamlar yerine eğilimleri ve görece risk düzeylerini öne çıkarır.

Bölge Su Açığı Riski Yaz Kuraklığı Tarım Etkisi Turizm/Şehir Baskısı
Çukurova Yüksek Şiddetli Pamuk, narenciye stres Orta
Antalya Körfezi Çok yüksek Şiddetli Sera tarımı suya bağımlı Çok yüksek
Mersin-Silifke Yüksek Orta-Şiddetli Narenciye, sebze baskı Yüksek
Hatay-Amik Yüksek Şiddetli Tahıl, sebze verim riski Orta
Şanlıurfa-GAP Orta-Yüksek Şiddetli Sulama talebi çok yüksek Düşük-Orta

Uzmanlara göre “kırılganlık”, tek bir göstergeden değil; yağış deseni, depolama kapasitesi, kayıp-kaçak oranı ve yönetim kalitesinin bileşiminden doğuyor.

Bilim İnsanları Ne Diyor?

İklim modelleri, sıcak dalgalarının daha sık ve uzun süreceğini; ekstrem yağışların daha ani olacağını öngörüyor. Bu, daha fazla sel ve daha az güvenilir besleme demek.

Bir hidrojeologun özetlediği gibi: “Akiferi bir banka gibi düşünün; biz yıllardır faizini değil ana parasını harcıyoruz.” Bu metafor, yeraltı suyunda geri dönüşü yavaş bir bozulmayı anlatıyor.

Bir başka değerlendirme şunu vurguluyor: “Sorun sadece su azlığı değil, suyun yanlış zamanı ve yanlış yeri.” Yönetim esnek değilse, fazla olan yerde taşkın; eksik olan yerde kriz yaşanıyor.

Şehirler ve Tarım İçin Anlamı

Kentler, sızıntı oranı yüksek şebekelerle her damlayı iki kez kaybediyor: önce boruda, sonra bütçede. Turizm merkezlerinde pik talep, arıtma ve depolama kapasitesini zorluyor.

Tarlada ise tablo çıplak: su stresine dayanıklı çeşitler, basınçlı sulama ve toprakta nem yönetimi olmadan verim oynak hale geliyor. Çiftçi, mazot ve gübre kadar suyu da “kritik girdi” olarak görmek zorunda.

Ne Yapılabilir? Somut Adımlar

  • Şebekede kayıp-kaçakların hızlı azaltımı, akıllı sayaç ve basınç yönetimi
  • Damla ve yağmurlama gibi verimli sulamaya kademeli, koşullu destek
  • Arıtılmış atık suyun endüstri ve park-yeşil alanlarda yeniden kullanımı
  • Yeraltı suyu için havza bazlı kota ve izleme, ruhsatsız çekime net yaptırım
  • Su fiyatlandırmasında sosyal koruma ile kademeli, talep yöneten tarifeler
  • Doğa tabanlı çözümler: taşkın ovası geri kazanımı, sulak alan restorasyonu

Bu adımların her biri tek başına değil, paket halinde etkili olur. Özellikle talep yönetimi, arz tarafındaki yatırımları tamamlar.

Gerçekçi Senaryolar

Eğer sadece yeni barajlara güvenilir ve talebi yok sayarsak, birkaç kurak yıl sonra aynı döngüye döneriz. Arz genişletme projeleri, iklim oynaklığı altında tek başına kırılgan kalır.

Buna karşı, entegre yaklaşım daha dirençli bir gelecek sunar: verimli sulama ile düşen talep, geri kazanımla desteklenen arz, adil tarifeyle finansal sürdürülebilirlik.

“Direnç, lüks değil; hizmetin sürekliliği için temel bir özelliktir,” diyen planlamacılar, karar geciktikçe maliyetin katlandığını hatırlatıyor.

Son Söz: Zamanın Ritmi

Su yönetiminde gecikmek, kuraklığın hızına yenilmektir. Bugün atılan somut adımlar, yarının yaz ortası rahatlığını belirler. Kural basit: ölç, azalt, yeniden kullan; sonra gerekiyorsa büyüt. Çünkü suyu yönetmezsek, su bizi mutlaka yönetir.

Yorum yapın