1960’larda tanıtılan Hamilton’un kuralı, fedakarlığın – başkalarını kendi pahasına yapmanın – başkalarının faydaları, sizinle ne kadar yakından ilişkili oldukları ile çarpıldığında, kendinize maliyeti ağır bastırdığını söylüyor. Basit bir ifadeyle, aile için fedakarlık yapma olasılığı daha yüksektir, çünkü paylaşılan genlerimizin hayatta kalmasına yardımcı olur.
Ancak önerildiğinden beri, bilim adamları kuralın gerçekte ne kadar genel olduğu konusunda anlaşamadılar. Bazıları neredeyse hiç geçerli olmadığını, diğerleri ise doğal seleksiyonun kendisi kadar geniş ve temel olduğunu savundu.
Yeni çalışma, Hamilton’un kuralının arkasındaki matematiği yeniden işleyerek, fedakarlığın ne zaman seçildiğini veya seçilmediğini açıklayan bir kuralın sadece bir formül olmaması gerektiğini gösteriyor. Orijinal Hamilton’un kuralı aslında, kuralların her bir versiyonunun farklı koşullar altında uygulandığı, özelliklerin hayatta kalmayı ve üremeyi nasıl etkilediğine bağlı olarak, bir tüm kural ailesinin bir parçasıdır.
Çalışmanın yazarı Profesör Matthijs Van Veelen, “Yıllarca tartışma Hamilton’un kuralının evrensel olup olmadığı ile ilgili oldu” diyor. “Gösterdiğim şey, bunun tek bir kural değil, aslında farklı durumlarda çalışan birçok farklı versiyon olduğu. Bu, tartışmanın her iki tarafının da kısmen haklıydı.”
Yeni bir matematiksel temel
Bu keşfin anahtarı, Genelleştirilmiş Fiyat Denklemi adı verilen güncellenmiş bir matematik aracıdır. Orijinal fiyat denklemi, özelliklerin bir nesilden diğerine nasıl değiştiğini açıkladı, ancak bazı önemli boşluklar bıraktı. Yeni sürüm, matematiği istatistiklerle yeniden bağlar ve verilerin, özelliklerin uygunluğu etkilediği farklı yollar arasında seçim yapabileceğini nasıl yardımcı olabileceğini gösterir. Her şekilde kendi fiyat denkleminin bir versiyonu ile birlikte gelir.
Bu yeni bakış açısı, klasik Hamilton’un kuralının sadece en basit durum olduğunu ortaya koyuyor. Daha karmaşık versiyonlar, çoklu etkileşen özellikler veya doğrusal olmayan efektler gibi şeyleri açıklayabilir. Kısacası, artık Hamilton’un kuralının “tutup tutmadığını” tartışmaya gerek yok. Asıl soru şu: Her durumda hangi versiyonu geçerlidir?
Bu atılım, bilim adamlarının işbirliğini ve özgeciliği doğada nasıl çalıştıklarını yeniden şekillendirebilir. Hamilton’un kuralının belirli bir türde doğru olup olmadığını sormak yerine – yararsız olduğu ortaya çıkan bir soru – araştırmacılar artık kuralın hangi versiyonunun verilerine uyduğunu bulmaya odaklanabilirler.
Bu değişim, bilim adamları birlikte çalışan mikroplara, yiyecekleri paylaşan kuşlara veya yabancılara yardım eden insanlara bakıyor olsun, sosyal davranış çalışmalarını çok daha net hale getirebilir.
Tartışmayı sona erdirmek, yeni kapılar açmak
Yayınlanan çalışma elyif Van Veelen’in onlarca yıllık bir argümana “yapıcı bir çözüm” dediği şeyi sağlar. Taraf etmek yerine, soruyu ilerlemeyi mümkün kılacak şekilde yeniden canlandırıyor. “Bu sonuç sadece tartışmayı kapatmakla kalmıyor” diyor. “Bize gelecekte kullanmamız için daha güçlü bir çerçeve veriyor. İşbirliği doğanın her yerinde ve şimdi evrimin üretebileceği birçok yolun daha net bir resmine sahibiz.”
Evrimsel biyolojideki en büyük teorik anlaşmazlıklardan birini çözerek, bu çalışma daha hassas ve pratik araştırmaların kapısını açar. Evrim esnekliğini vurgular ve işbirliğinin bir gizem olmadığını gösterir – açıklanabilir, ancak açıklama her davanın ayrıntılarına bağlıdır.
Başka bir deyişle: Evrimde işbirliğinin tek bir yolu yoktur. Çok sayıda var – ve şimdi sonunda bir haritamız var.



