CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Gökbilimciler, daha önce teleskoplarla görülemeyen CO-karanlık moleküler gazı açığa çıkardı

Gökbilimcilerden oluşan uluslararası bir ekip, Samanyolu’nun en aktif yıldız oluşturan mahallelerinden biri olan Cygnus X’te, CO-karanlık moleküler gaz olarak bilinen gizemli bir madde formunun ilk büyük ölçekli haritalarını oluşturdu. Green Bank Teleskobu’nu (GBT) kullanan bulguları, Samanyolu’nda yıldızların nasıl oluştuğuna dair çok önemli yeni ipuçları sağlıyor.

Onlarca yıldır bilim insanları yeni yıldızların çoğunun soğuk moleküler hidrojen gazı bulutlarının içinde doğduğunu biliyorlardı. Bu moleküler hidrojenin büyük bir kısmı çoğu teleskop tarafından görülmez; kolayca tespit edilebilecek bir ışık yaymaz.

Geleneksel olarak gökbilimciler bu bulutları, yıldız oluşum bölgeleri için yanıp sönen bir işaret gibi davranan bir molekül olan karbon monoksiti (CO) arayarak ararlardı. Ancak, CO’da “yanmayan” çok sayıda yıldız oluşturan gaz olduğu ortaya çıktı. Bu karanlık, gizli malzeme (CO-karanlık moleküler gaz olarak adlandırılır) astronominin en büyük kör noktalarından biri olmuştur.

Şimdi, gökbilimciler ilk kez, Karbon Radyo Rekombinasyon Hatları (CRRL’ler) olarak bilinen, yeniden birleşen atomlardan gelen radyo spektral çizgilerini gözlemleyerek, bu gizli gazı gökyüzünün devasa bir alanı üzerinde (dolunayın kapladığı alanın 100 katından fazla) haritalandırdılar. Ekibin haritası, yaklaşık 5000 ışıkyılı uzaklıktaki kozmik bir metropol olan ve yeni doğan yıldızlarla dolup taşan hareketli Cygnus X bölgesini kapsıyor.

Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevi (NRAO) yardımcı bilim insanı ve yeni çalışmanın başyazarı Kimberly Emig, “Bu, bir odanın ışıklarını aniden açmak ve orada olduğunu hiç bilmediğimiz her türlü yapıyı görmek gibi bir şey” diyor. Astrofizik Dergisi.

Gökbilimciler Samanyolu'ndaki gizemli 'Karanlık' gazın haritasını çıkarıyor

Yeni harita, Cygnus X’in içinden geçen yaylar, sırtlar ve karanlık gaz ağlarından oluşan geniş bir ağı ortaya çıkarıyor. Bu şekiller, yıldız oluşturan malzemenin moleküler bulutlarda CO2 olarak görünür hale gelmeden önce nerede toplandığını ve büyüdüğünü gösteriyor. Araştırma, çok düşük radyo frekanslarında tespit edilen bu zayıf karbon sinyallerinin, sıradan maddeyi yeni yıldızların oluşumuna doğrudan bağlayan gizli gazı ortaya çıkarmak için inanılmaz derecede güçlü bir araç olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar bu karanlık gazın öylece durmadığını keşfetti; akıyor, değişiyor ve önceden fark edilenden çok daha yüksek hızlarla hareket ediyor. Bu çalkantılı akışlar yıldızların ne kadar hızlı oluşabileceğini şekillendirebilir. Ekip ayrıca bu karbon çizgilerinin parlaklığının, bölgeyi aydınlatan yoğun yıldız ışığıyla doğrudan bağlantılı olduğunu buldu; bu da radyasyonun galaktik dönüşümde oynadığı güçlü rolün altını çizdi.

Emig şöyle açıklıyor: “Görünmeyeni görünür hale getirerek, galaksimizdeki ham maddenin basit atomlardan, bir gün yıldızlara, gezegenlere ve muhtemelen hayata dönüşecek karmaşık moleküler yapılara nasıl dönüştüğünü nihayet izleyebiliyoruz.” “Ve bu, daha önce görülmemiş güçleri anlamanın sadece başlangıcı.”

GBT, bu tür araştırmalar için dünyanın önde gelen aracı haline geldi ve Samanyolu’nun diğer yıldız oluşturan bölgelerini keşfetmek için CRRL’lere yönelik daha büyük araştırmalar (Düşük Frekanslarda GBT Yaygın İyonize Gaz Araştırması gibi) sürüyor. Burada toplanan bilgiler, dünyanın dört bir yanındaki gökbilimcilerin, galaksimizin ve potansiyel olarak diğer galaksilerin, yıldızların oluşması için nasıl devasa bulutlar oluşturduğunu modellemesine yardımcı olacak.

Yorum yapın