Hap olarak alınan bir GLP-1 ilacı olan Orforglipron, enjekte edilebilir ilaçlardan daha az etkili görünse de obezite ve tip 2 diyabetli kişilerde olumlu sonuçlar elde etti
Tabletler kilo verme ilaçlarını almanın daha kolay bir yolunu sunabilir
Bir denemede bunun obezite ve tip 2 diyabetli kişilerde önemli kilo kaybına ve kan şekeri düzeylerinde iyileşmeye yol açtığının bulunmasının ardından Wegovy ve Ozempic enjeksiyonlarına alternatif olarak günlük bir hap yakında mevcut olabilir.
İlaç şirketi Eli Lilly tarafından geliştirilen Orforglipron, Wegovy ve Ozempic’in aktif maddesi olan ve GLP-1 adlı hormonu taklit eden semaglutid ile aynı şekilde çalışacak şekilde tasarlandı.
Daha önce yapılan bir araştırmada, orforglipronun, obezitesi olan ancak tip 2 diyabeti olmayan kişilerin 72 hafta boyunca vücut ağırlığının ortalama yüzde 11’ini kaybetmesine olanak tanıdığı ortaya çıktı. Teksas Üniversitesi’nden Deborah Horn, bu oranın, enjekte edilebilir semaglutid ile benzer bir süre boyunca elde edilen tipik yüzde 15’ten daha az olduğunu, ancak ilacı hap olarak almanın daha uygun olduğunu söylüyor.
Obezite ve tip 2 diyabet hastalarının da fayda sağlayıp sağlayamayacağını araştırmak için kendisi ve meslektaşları, aralarında Hindistan, Avustralya, Çin, Almanya, Brezilya ve ABD’nin de bulunduğu 10 ülkeden her iki duruma da sahip 1600’den fazla kişiyi kaydetti.
Katılımcıların yaklaşık 900’ünü rastgele olarak her gün düşük, orta veya yüksek dozda orforglipron almaları için atadılar. Geriye kalan katılımcılar günlük plasebo hapı aldılar ve hepsine yaşam tarzı tavsiyeleri verildi.
72 haftanın ardından, yüksek doz alan kişiler vücut ağırlığının ortalama yüzde 10’unu kaybetti; bu grubun yüzde 67’si yüzde 5’ten fazlasını kaybetti. Orta ve düşük doz grupları ortalama olarak kabaca yüzde 7 ve yüzde 5 kaybederken, plasebo alanlardaki kayıplar yüzde 3’ten az oldu.
Araştırmada yer almayan University College London’dan Stefan Trapp, bu durumun orforglipronun enjekte edilebilir GLP-1 ilaçlarından daha az kilo kaybına neden olduğunu doğruladığını ancak yine de insanların sağlığı ve yaşam kalitesi açısından fayda sağlayabileceğini söylüyor. “Yalnızca yüzde 5’lik bir kilo kaybı, çok açık faydalar gösteriyor; örneğin, insanlar biraz daha fazla egzersiz yapabiliyor, yaşam tarzlarını değiştirebiliyor, diğer hastalıklara yakalanma risklerini azaltabiliyor” diyor.
Horn, yüksek doz alan kişilerin kan şekeri seviyelerinde ortalama yüzde 2’ye yakın bir azalma görüldüğünü ve bunların yaklaşık yüzde 75’inin genellikle diyabet hastalarının hedeflediği seviyelere ulaştığını söylüyor. Daha düşük dozlarda daha küçük faydalar görüldü ve plasebo alanların kan şekeri düzeylerinin yalnızca yüzde 0,1 oranında düştüğü görüldü.
Yüksek ve orta doz kullanan katılımcıların yaklaşık onda biri, mide bulantısı, kusma ve ishal gibi yan etkiler nedeniyle ilacı almayı bırakmak zorunda kaldı; bu oran, düşük doz ve plasebo gruplarında görülen oranın yaklaşık iki katıydı. Ancak Horn, çoğu katılımcının yan etkilerin yönetilebilir olduğunu bulduğunu söylüyor. “Yan etkiler diğer (enjekte edilebilir) GLP-1 ilaçlarıyla tutarlıydı” diyor.
Horn, Eli Lilly’nin ilacın gelecek yılın başında obezite ve tip 2 diyabet tedavisi için ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanacağını umduğunu söyledi. “Bir doktor olarak FDA’nın üç dozun tümünü onaylamayı seçeceğini umuyorum, böylece hastalarımız için sağlığı optimize eden ve yan etkileri en aza indiren en iyi dozu seçme konusunda esnekliğe sahip oluyoruz” diyor.
Trapp, Orforglipron’un yapımının, saklanmasının ve hastalara ulaştırılmasının enjekte edilebilir GLP-1 ilaçlarından daha ucuz olması gerektiğini çünkü soğutma veya şırınga gerektirmediğini söylüyor. Bu, enjeksiyonların verdiği rahatsızlıktan kaçındığı gerçeğiyle birleştiğinde, şu anda pahalı olan ve bazı düşük ve orta gelirli ülkelerde erişilmesi zor olan GLP-1 kilo verme ilaçlarına erişimi genişletebileceği anlamına geliyor, diyor.
