En zengin insanları dünyanın atmosferini değiştirmeye çalışmaktan alıkoyacak hiçbir şey yok; buna izin verilmemeli

İklim değişikliğiyle mücadele doğası gereği kolektivist bir çabadır. Tek bir atmosfere sahip tek bir gezegenimiz var ve dünyada herhangi biri sera gazı saldığında bunun etkilerini hepimiz hissediyoruz.
Ancak bazı insanların çok büyük bir etkisi var. Küresel olarak en zengin yüzde 1, 1990’dan bu yana tüm emisyonların beşte birinden sorumlu. En zengin insanlar ve uluslar gönüllü olarak karbon ayak izlerini azaltırsa, tüm dünya bundan faydalanacaktır.
Elbette gerçekliği geçici olarak kavrayan herkes bunun olmayacağını biliyor. Peki ya en zenginler bunun yerine, gezegeni yeniden soğutmayı amaçlayan jeomühendislik çabalarını finanse ederek karbon dengesizliklerini düzeltmeye çalışırlarsa? Burada küresel fayda vaadi daha az kesindir. İklim bilimcileriyle yaptığımız özel ankette bildirdiğimiz gibi (bkz. Özel: İklim bilimcileri 2100 yılına kadar güneşi karartmaya yönelik girişimler bekliyor), böyle bir çabanın büyük riski, kuraklığa neden olmaktan ozon tabakasına zarar vermeye kadar bilinmeyen sonuçlara yol açabilmesidir.
Bu nedenle, eğer gezegenin atmosferini bu şekilde kurcalayacaksak – ki sonuçta bunu yapmak zorunda kalabiliriz – bu yalnızca kolektivist bir tarzda yapılmalıdır. Ancak şu anda herhangi bir bireyin veya grubun gezegeni soğutmaya yönelik tek taraflı eyleme geçmesini engelleyen hiçbir şey yok. Bu nedenle ankete katılan araştırmacıların yüzde 80’inden fazlası, dünyanın potansiyel konuşlandırmayı yönetecek uluslararası bir anlaşma üzerinde anlaşması gerektiğini söylüyor.
“
Küresel ölçekte en zengin yüzde 1, tüm emisyonların beşte birinden sorumlu
“
Böyle bir anlaşma, modern çağda küresel yönetişime yönelik ihtiyaç duyduğumuz pek çok güncellemeden biri olacaktır. Milyarderlerin eylemlerini geri kalanımıza empoze etme potansiyeline sahip olduğu bir başka alan da, kendi atmosferik zararlarını getiren uydulara giderek daha fazla ev sahipliği yapan gece gökyüzüdür (bkz. Ölü uydulardan gelen zararlı kimyasallar konusunda ne kadar endişelenmeliyiz?). Lansmanlarda herhangi bir küresel kısıtlama olmadığından, sayıları son yıllarda çoğunlukla Elon Musk’un Starlink programına bağlı olarak binlerce arttı.
Uluslararası anlaşmalar gösterişli ya da bilim kurgu sayfalarından kopuk değil, bu da milyarderlerin desteğini çekmelerini çok daha zorlaştırıyor. Ancak en zenginler bir şeyleri geri vermek istiyorsa, uluslararası hukuku desteklemek iyi bir başlangıç noktası olabilir.



