Egzama gibi cilt tahrişleri farelerde tüy büyümesini teşvik eder ve bu da bilim adamlarını hiçbir rahatsızlık gerektirmeden benzer yollarla çalışan bir tedavi geliştirmeye yöneltmiştir.
Egzama benzeri tahriş, tıraş edilmiş farelerde 20 gün boyunca (alt sıra) saçların yeniden uzamasına neden olurken, bu tahrişin olmadığı traş edilmiş farelerde çok daha az gözle görülür büyüme görülür (üst sıra)
Cilt tahrişi, farelerde yağ hücrelerini uyararak tüy büyümesini teşvik eder ve bir serum, rahatsızlığa neden olmasına gerek kalmadan insanlarda aynı etkileri yaratabilir.
Saç dökülmesi bazen ilaçlar veya steroid enjeksiyonları yoluyla tedavi edilebilir, ancak kök hücrelerin veya uykuda olan saç köklerini uyandıran ilaçların kullanımı gibi daha etkili tedaviler geliştirilmektedir.
Ulusal Tayvan Üniversitesi’nden Sung-Jan Lin ve meslektaşları, birkaç yıl önce fareler üzerinde yapılan bir deney sırasında yağ dokusunun saç büyümesindeki rolü ilgisini çekmişti. Lin, “Beklenmedik bir şekilde, cilt tahrişinden sonra, cilt adipositlerinin (yağ hücreleri) boyutunun, saçlar yeniden büyümeye başlamadan önce hızla küçüldüğünü keşfettik” diyor. “Adipositlerin, saçların yeniden büyümesini hızlandırmak için lipoliz adı verilen bir süreç yoluyla yağ asitlerini serbest bırakabileceğini tahmin ettik.”
Süreci daha iyi anlamak için deneyi tekrarladılar ve söz konusu hücrelere daha yakından baktılar. İlk olarak, tıraş edilmiş farelerin sırt kısımlarına tahriş edici bir bileşik uygulayarak egzama oluşturdular. Ekip, 10 gün içinde farelerin saç köklerinin aktif bir büyüme aşamasında olduğunu ve bu bölgelerde gözle görülür saç büyümesi olduğunu gözlemledi. Bu, egzaması olmayan bölgelerde veya tıraş edilen ancak cilt rahatsızlığının gelişmesi için yaratılmayan diğer farelerde meydana gelmedi.
Araştırmacılar bunun, makrofajlar adı verilen bağışıklık hücrelerinin fare derisinin altındaki yağ tabakasına doğru hareket etmesi ve yağ hücrelerine, saç folikülü kök hücreleri tarafından emilen yağ asitlerini serbest bırakması için sinyal vermesi nedeniyle gerçekleştiğini belirtti. Bu daha sonra hücrelerin onlara enerji sağlayan ve saç büyümesine neden olan daha fazla mitokondri üretmesini sağladı. Bu, saç yolmanın yakındaki saç köklerine bir bağışıklık sinyali göndererek daha fazla büyümelerini teşvik ettiğini ortaya koyan önceki araştırmalarla uyumludur.
Egzama tipik olarak insanlarda saç büyümesiyle bağlantılı değildir, ancak kırık bir uzvun alçıya alınması gibi diğer cilt tahrişi biçimleri, saçın aşırı büyümesiyle ilişkilendirilmiştir.
Daha sonra Lin ve ekibi, önceden tahriş olmaksızın yağ asitlerinin tek başına varlığının saç büyümesini teşvik edip etmediğini bilmek istediler ve bu nedenle alkolde çözünmüş farklı yağ asitlerinden oluşan serumlar oluşturdular. Bunlar, traş edilmiş farelerin derisinde herhangi bir tahriş olmayan bölgelere uygulandı ve bunlar daha sonra serumun uygulanmadığı diğer alanlarla ve diğer traş edilmiş farelerle karşılaştırıldı. Lin, “Oleik asitler ve palmitoleik asitler gibi yalnızca yağ dokusu açısından zengin tekli doymamış yağ asitlerinin cilde topikal olarak uygulandığında saç yenilenmesini desteklemede etkili olduğunu bulduk” diyor.
Serumun patentini alan araştırmacıların, serumu laboratuvarda insan saç köklerine uyguladığında da umut verici sonuçlar elde ettiğini ve şimdi de serumun farklı dozajlarını insanların saç derisinde test etmeyi planladıklarını söylüyor.
Yağ asitlerinin oleik asit (C18:1) ve palmitoleik asit (C16:1) uygulanması, etanol (EtOH) veya diğer yağ asitlerinin uygulanmasına göre gözle görülür saç büyümesine yol açtı
Lin, tedavinin ciddi yan etkileri olacağını öngörmüyor. “Oleik asitler ve palmitoleik asitler doğal olarak elde edilen yağ asitleridir. Sadece yağ dokularımız açısından değil, aynı zamanda birçok bitkisel yağ açısından da zengindirler, dolayısıyla güvenle kullanılabilirler” diyor. “Alkolde çözünmüş bu yağ asitlerini kişisel olarak üç hafta boyunca uyluklarıma uyguladım ve bunun saçların yeniden büyümesini teşvik ettiğini gördüm.”
King’s College London’dan Christos Tziotzios, “Önemli olan, bunun henüz insan derisinde doğrulanmamış olması ve hayvan modellerinin, özellikle de foliküler biyoloji söz konusu olduğunda, çok farklı olabilmesidir” diyor. Benzer serumlar da geliştirilme aşamasındadır; bunlardan biri bitki özlerine dayalı olup insanlarda saç büyümesini haftalar içinde hızlandırır.
Yine de Tziotzios, son çalışmanın saç dökülmesi ve büyümesine ilişkin anlayışımıza katkıda bulunduğunu söylüyor. “Adipositlerin saç folikülü oluşumunda rol oynadığını biliyorduk, ancak bu onun rejenerasyon için kullanıldığını ilk kez görüyorum” diyor. Bu aynı zamanda bazı insanların mikroiğneleme sonrasında neden saç büyümesi yaşadığını da açıklayabilir, diyor; bu, ince iğnelerin kafa derisi üzerinde yuvarlanmasını ve bağışıklık tepkisini tetikleyen küçük delikler açmasını içeriyor.
