CEİD

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

TÜRKİYE'DE KATILIMCI DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İZLENMESİ PROJESİ

Zeytinyağı fiyatı bir yılda iki katına çıktı üreticiler kıtlık konusunda uyarıyor

Şişelerdeki etiketler son aylarda sessizce ağırlaştı; bir zamanlar “akışkan altın” denen zeytinyağı, artık bütçeleri zorlayan bir lüks gibi algılanıyor. Üretici cephesinde endişe büyüyor, raflarda ise tüketici davranışı belirgin şekilde değişiyor. Tarladaki verimsizlik ve tedarik zincirindeki sürtünmeler, sofralara kadar uzanan bir sarsıntı yaratmış durumda. Piyasada “geçici dalga” denip geçilemeyecek kadar derin nedenler konuşuluyor.

Fiyatları ne bu kadar hızlı yükseltti?

Akdeniz havzasında peş peşe gelen kurak sezonlar, zeytin ağaçlarını sınırlarının ötesine itti; çiçeklenme zayıf, dane tutumu yetersiz kaldı. Verim düşünce, yağlık zeytinde hammadde kıt hale geldi ve sıkım maliyetleri katman katman arttı. Üstüne enerji ve ambalaj gibi girdi kalemlerindeki enflasyon bindi; döviz oynaklığı da maliyetlerin kestirilebilirliğini bozdu. Talep ise özellikle sağlıklı yağ arayışındaki tüketiciler sayesinde görece esnek kaldı; arz-talep makası açıldıkça fiyat ivmesi koptu.

“Geçen yıl zeytin dalda pişmedi; bu yıl yağın her damlası altın sayılıyor,” diyor Ayvalık’ta bir üretici. Bir kooperatif yöneticisi ise ekliyor: “İklim oynaklığı plan yapmayı imkânsız kılıyor; yağış bir geliyor, üç gidiyor.”

Tarladan şişeye: Zincirdeki baskı

Hasat geciktiğinde veya sıkım kapasiteleri daraldığında, erken hasat ile riviera arasında arz kayması yaşanıyor. Nitelikli yağlar kıtlaşınca, harman ve karışım pratikleri üzerinde de denetim baskısı artıyor. Bazı ülkelerde geçici ihracat kısıtlamaları ve stok yönetimi kararları, iç fiyatları dizginlemeyi amaçlıyor; ancak sınır aşan ticarette yeni dengesizlikler doğuyor.

Perakendeci tarafında, büyük ambalajlarda satış yavaşladı, 500 ml ve 1 L formatlar öne çıktı. “Müşteri artık 5 litre teneke yerine 1 litre alıyor; sepet tutarı aynı kalsa da adet çoğalıyor,” diyor bir zincir market kategorı müdürü. Bu mikro ayarlamalar, hane bütçesinde algılanan yükü yayarken, toplam harcama seviyesini çok da düşürmüyor.

Rakamlarla tablo

Piyasadaki sert hareketi yalın bir çerçevede görmek için basitleştirilmiş bir karşılaştırma:

Pazar Fiyat Endeksi 2023 (=100) Fiyat Endeksi 2024 Üretim (yıl/yıl) Stok Seviyesi
Türkiye 100 205 −12% Düşük
İspanya 100 215 −8% Çok düşük
Yunanistan 100 185 −10% Düşük
Dünya ort. 100 198 −7% Gerilimli

Endeksler, sektör paydaşlarının bildirimleri ve piyasa gözlemlerine dayalı yaklaşıktır; farklı segmentlerde (sızma, natürel birinci, riviera) varyasyon görülebilir.

Sofrada ne değişiyor?

Evlerde tüketim stratejileri evriliyor: bazı haneler sızmayı “çiğ tüketim” için saklıyor, pişirmede ayçiçek yağına dönüş artıyor. Gurme damaklar, daha küçük şişelerde yüksek kaliteyi tercih ederken, promosyon haftalarında toplu alım gözleniyor. Restoranlar da menü mühendisliğiyle porsiyon ve reçete oynaklığını yönetiyor; zeytinyağı bazlı mezelere “mevsimsel sınırlı” ibareleri düşüyor.

Talebin bu “akıllı tasarruf” eğilimi, kısa vadede fiyat ivmesini bir miktar yavaşlatabilir; ancak arz tarafında kalıcı bir iyileşme olmadan etkisi sınırlı kalır. Bir ziraat mühendisi uyarıyor: “Ağaç, stresten çıkmak için zaman ister; tek bir yağmur mevsimi her şeyi düzeltmez.”

Üretici cephesinden uyarılar

Bahçelerde budama, sulama ve hastalık yönetimi için daha fazla yatırım gerekiyor; ancak nakit akışı dar. Küçük üretici, finansmana erişimde zorluk yaşıyor ve bazı bölgelere sigorta primleri yükseliyor. Sektör temsilcileri, hileli karışımların tüketici güvenini zedeleyeceği ve uzun vadeli markalaşmayı yaralayacağı konusunda net konuşuyor: “İzlenebilirlik şeffaf olmazsa, tüm ekosistem kaybeder.”

Kısa vadede ne yapılabilir?

  • Tarladan rafa tam izlenebilirlik: lot bazlı takip, QR kodlu şişeleme ve sıkı laboratuvar doğrulaması.
  • Sulama ve verim için mikro-hibe ve düşük faizli üretim kredileri; küçük ölçekliye öncelik.
  • Soğuk sıkım ve depolamada enerji verimliliği yatırımlarına teşvik; kooperatif altyapısına destek.
  • Tüketicide doğru etiket okuryazarlığı: asitlik, hasat dönemi, menşe gibi bilgilerin anlaşılır sunumu.

Ufukta ne var?

İklim penceresi normalleşirse, gelecek hasatta kısmi bir toparlanma mümkün; ama ağaçların stresini atması için zamana ve iyi bakıma ihtiyaç var. Küresel stokların “rahat” bölgeye dönmesi, en iyimser senaryoda bile birkaç sezon alabilir. Bu süreçte kaliteli yağ, kıymetli bir “yerel servet” olarak görülmeli ve etik tedarik ile adil paylaşım dengesi korunmalı. Üreticinin sesi net: “Biz ağaçları yaşatabilirsek, yağ da sofrada kalır.”

Yorum yapın