Köln Üniversitesi’nden araştırmacıların liderliğindeki uluslararası bir ekip, yıldız oluşum bölgesi Cygnus X’te “Elmas Yüzük” olarak bilinen, gaz ve tozdan yapılmış, parlayan bir elmas yüzüğü andıran devasa, halka şeklindeki bir yapı olan olağanüstü bir olgunun gizemini çözdü. Benzer yapılarda formasyonlar düz değil küreseldir. Bu özel şeklin nasıl ortaya çıktığı daha önce bilinmiyordu.
Sonuçlar dergide “Cygnus X’teki Elmas Yüzük: genişleyen iyonize karbon balonunun ileri aşaması” başlığı altında yayınlandı. Astronomi ve Astrofizik.
Elmas yüzük yapısı nasıl oluştu?
Halkanın çapı yaklaşık 20 ışık yılıdır ve kızılötesi ışıkta güçlü bir şekilde parlamaktadır. Bir zamanlar büyük bir yıldızın radyasyonu ve rüzgarları tarafından oluşturulmuş eski bir kozmik baloncuğun kalıntısıdır. Diğer benzer nesnelerin aksine, “Elmas Yüzük” hızla genişleyen küresel bir kabuğa sahip değildir, yalnızca yavaş yavaş genişleyen bir halkaya sahiptir.
Çalışmayı yöneten Köln Üniversitesi Astrofizik Enstitüsü’nden Simon Dannhauer, “İlk kez, böyle bir gaz kabarcığının son aşamasını açıkça düz bir bulut yapısında gözlemledik” diye açıklıyor. “Kabarcık ‘patladı’ çünkü gazlar etrafındaki daha ince alanlara kaçabildi. Geriye kalan tek şey özel düz şekildi.”
Bilgisayar simülasyonları, baloncuğun başlangıçta her yöne genişlediğini ve daha sonra buluta dik olarak kaçtığını gösteriyor. Geriye kalan ise “Elmas Yüzük”ün bugün görülebilen yapısıydı. Bu kozmik oluşumun yaklaşık 400.000 yaşında olduğu tahmin ediliyor; bu, büyük yıldızların ömrüyle karşılaştırıldığında çok genç. Köln Üniversitesi’nden Sebastian Vider, bu bilgisayar simülasyonlarını yeni “RAMSES” süper bilgisayarında gerçekleştirdi.
Büyük yıldızların ve SOFYA’nın rolü
İyonize karbondan oluşan baloncuk, bir zamanlar güneşimizin yaklaşık 16 katı kütleye sahip sıcak bir yıldız tarafından şişirilmişti. Bu yıldız, parıldayana kadar gazı ve tozu ısıtır. Bunun gibi gözlemler teknik olarak çok zahmetlidir ve yalnızca uçan gözlemevi SOFIA’nın (Kızılötesi Astronomi için Stratosferik Gözlemevi) yardımıyla mümkün olmuştur.
13 kilometre veya daha fazla yükseklikte uçan, değiştirilmiş bir Boeing uçağı olan SOFIA ile araştırmacılar, Dünya’dan erişilemeyen bir dalga boyu aralığını gözlemleyebiliyor. Bunu yaparken araştırmacılar gazın hareketini hassas bir şekilde ölçebildiler: Halka saniyede yaklaşık 1,3 kilometre hızla genişliyor; bu yaklaşık 4.700 km/saat’e karşılık geliyor ve aslında benzer kabarcıklarla karşılaştırıldığında oldukça yavaş.
Keşif yıldız oluşumu hakkında neyi ortaya koyuyor?
Keşif, genç yıldızların radyasyon ve rüzgarlarının çevrelerini nasıl şekillendirdiğine ve dolayısıyla yeni yıldızların oluşumunu nasıl etkilediğine dair değerli bilgiler sağlıyor.
Çalışmanın ortak yazarı Dr. Nicola Schneider, “‘Elmas Yüzük’, bireysel yıldızların etkisinin tüm bulut kompleksleri üzerinde ne kadar muazzam olabileceğinin en iyi örneğidir” diyor.
Dr. Robert Simon şöyle devam ediyor: “Bu tür süreçler Samanyolu’ndaki yıldızların oluşumunu anlamak için çok önemlidir.”
Ancak romantikler için hala küçük bir hayal kırıklığı var. Çalışma aynı zamanda Dünya’dan “Elmas Yüzük” gibi görünen şeyin aslında iki ayrı nesneden oluştuğunu da gösteriyor. Görünüşe göre genç yıldızlardan oluşan bir küme olan “Elmas” yüzüğün sadece bir parçası. Aslında birkaç yüz ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır.



