NASA’nın Juno uzay aracı, Jüpiter’deki büyük bir fırtına yaklaşımına yakından baktı ve Dünya’daki fırtınalarla benzerlikler olabileceğini ortaya koydu.

Jüpiter’de 3400 kilometrelik bir fırtına
Jüpiter’in atmosferinde haftalarca öfkelenen bir fırtına, NASA’nın Juno uzay aracı tarafından tesadüfi bir şekilde yakalandı ve gökbilimcilere gaz devindeki bir fırtınada en ayrıntılı görünümü verdi.
29 Kasım 2021’de Juno, yaklaşık iki hafta önce başladığından beri yeryüzündeki gökbilimciler tarafından izlenen 3400 kilometrelik bir fırtına geçti. Juno’nun yakın yaklaşımı, fırtınanın yaklaşık 5700 kilometre yukarısında, Michigan Teknoloji Üniversitesi’ndeki Shawn Brueshaber ve meslektaşlarının görünür, mikrodalga ve kızılötesi ışıkta Juno’nun yerleşik enstrümanlarından verileri analiz edebileceği anlamına geliyordu.
Brueshaber, “Bu detay seviyesiyle başka bir Jüpiter fırtınası üzerinde uçmadık” diyor. “Mikrodalga radyometresi ve görünür kamera, bu gerçekten iyi verileri elde etmek için fırtınayı neredeyse üst üste süpürebilmelidir. Bunu bir daha yapmadık ve biz olmayabiliriz… bu çok şanslıydı. ”
Fırtınanın şaşırtıcı bir özelliğinin kalıcılığının olduğunu söylüyor. “Tek bir fırtına simüle etmeye çalışan tüm sayısal modeller, haftalar değil, belki saatler sürüyorlar.” Bu, olağandışı güçlü bir amonyak ve su buharı nemi konsantrasyonu ve yakınlarda göreceli olarak yokluğu ile açıklanabilir, diyor Brueshaber, dünyadaki güçlü su buharı gradyanları tarafından oluşan ve sürdürülen fırtınalara benzer.
Amonyak açısından zengin fırtına, aşağıdaki atmosfere yağmur yağan yağmur benzeri “lapa topları” ve amonyak üretebilir.
Ayrıca fırtınanın, büyük kırmızı nokta gibi daha kalıcı özelliklerin aksine, Jüpiter’in atmosferinde daha düşük özelliklere nispeten daha derin özelliklere bağlı olduğunu ve yeryüzündeki fırtınalara benzer şekilde bir hava tabakasında kendi kendine yeten bir şekilde bağlı olduğunu buldular. Brueshaber, “Thunderstorm mekaniğinin hidrojen egemen bir atmosferde nasıl çalışabileceğine dair bazı fikirler almaya başlıyoruz” diyor. “Belki de Dünya ile daha önce düşündüğümüzden daha benzer olduklarını öğreniyoruz.”